DOLAR 32,4654
EURO 34,7173
ALTIN 2436,27
BIST 9891,29
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Ankara °C

DAYANIŞALIM TABİİ DE…

DAYANIŞALIM TABİİ DE…
REKLAM ALANI
06.09.2020
1.616
A+
A-

DAYANIŞALIM TABII DE … (EYLÜL-2020)

Sinan Kayalıgil – Park Sitesi

Kimi derneklerin adında yardımlaşma geçiyor, kiminde dayanışma. “Adam sen de. Ne fark eder?” diye bakmayalım. Yardımlaşma denince bireysel gereklerin karşılanmasına, bireylerce girişilen çabaların sonuç almasına başkalarının destek olmasını anlarım. Biri ya da birkaçı arkadaşlarına, komşularına zorluk çektiği konuda el uzatır. Sonra günü geldiğinde o zorluk çeken kendi başına ya da diğerleriyle birlikte gruptan başka birinin işine koşar. Anadolu’da imece, meci diye bildiğimiz yardımlaşma, sırası geldiğinde birbirinin yaşamını kolaylaştırmak, fındığına, mısırına, fasulyesine, samanını kaldırmaya, duvarını sıvamaya, hatta düğün dernek evi olduğunda koşturmak anlamına gelir. 

Araştırmacı “Dayanışma ortak yararları tanımlayıp onlar için birliktelik ve sorumluluk duygusudur. Gerektiğinde pay alanın kısa vadedeki çıkarına ters de düşse katıldığı süreçtir.” diyor.  (Gülgün Erdoğan Tosun, Alabanda Akademi, 2016). Ülkede bildiğimiz en büyük dayanışma örgütlülüğü, işimize gelmediğinde yerden yere çalınan şu SGK’dır. Devletin de katkısıyla vaktinde aylıklarımızdan özveri yapa yapa bir havuzda birikenler çoğalır. Yaşlılık, hastalık, düşkünlük ve canını kaybettiğinde yarar ortaklığından alacak payını çıkarır sana verir. Ama gıdım gıdım, ama ıkına sıkına uğraşıp didindikten sonra bir şeyler alırsın toplumsal güvenlik dayanışmasından.

Dayanışma ortaklıktır. Ama neyin ortaklığı? Çıkarların mı? Bizden uzaktaki bazı ülkelerde duyarız hani, siyasetçi-mafya-işadamı-polis çıkar ortaklığı yaparlar. Buna dayanışma mı demeli? Tabii ki, hayır. Çünkü çıkar ile hak çatışır (Prof. Ioanna Kuçuradi söyleşisinden, https://www.milliyet.com.tr/kultur-sanat/serbest-pazar-insan-haklari-icin-bir-tuzak-1012392) Yani hak edilmeden elde edilmek istenen yarar, çıkar demektir. Her işbirliği dayanışmaya varmaz, istediği kadar organize olsun, ya da yıllar boyu sürsün, kimisi çıkar ortaklığıdır.

Dayanışma bambaşkadır, çünkü yarar ortaklığıdır. Sırtını dayadığın için iyi, hoş, bol, gürbüz, güvenli sonuçlar alabilmektir. Tıpkı Çanakkale’de, Ulusal Kurtuluş Savaşında silahların birbirine dayalı çatıldığında olduğu gibi. Orada tüfekleri dik bırakarak güvenli ve gerektiğinde hızla kapıp kaldırmak yararını sağlamışlar. Ortak yarar, dayanışma denince önce birbirine dayanmış mavzerlerle bu örnek aklıma gelir. Takım sporu, dayanışmayı en iyi anlatacak başka bir örnektir. Basketbolda çok sevdiğim hareketlerden biri de, topu süren takım arkadaşına yol açabilmek için, bir iki diğerinin savunmadaki rakiplerin önünü kuraldışına çıkmadan tıkamaları, kısacası perdelemedir. Şahane bir dayanışma örneği.

Bir araya geleceğiz ortak yararımızı tanımlayacağız. Dayanışmada yer alacaksak, önce bundan hepimizin yararlanacağına ikna olacağız. İşte bu yüzden dayanışmanın ilk kuralı katılıma açık olmak. Çıkar ortaklığında işe gelen gruba alınır, pazarlıkla birileri “tongaya düşürülür”, yarı yolda bırakılır, “safra” diye atılabilir bile. Dayanışma, işte bunlara dayanmaz!
Sonra dayanışmada söz hakkı, itiraz etme hakkı, nelerin olup bittiğini, neyin niçin yapıldığını öğrenme hakkı herkesindir. Kooperatifler.. En iyi dayanışma örgütleri diye anılmayı bu yüzden hak eder. Pay etmede aranan, eşitliktir. Yarar konusundaki araştırmalar, bir toplulukta sağlanan toplam yararın en çok olduğu durumun, her bireyin eşit pay aldığında olduğunu söyler.  Yararlarda olduğu kadar, harcanan emekte ve özveride de eşitlik aranır.

Bu kadar güzel de, dayanışmayı neden her yerde göremeyiz? Bir nedeni yarar ortaklığı kurmanın zorluğu, diğeri her ortağın katılımcı ve eşit oluşunu hoş görememektir. Beklentilerin aynı olmaması kadar, karşılıklı özveride bulunacak, elde ettiğinin üzerine kendinden katıp yararı arzu ettiği düzeye getirmede yaratıcı olacak insan sayıca azdır. Eşitliğe, işbölümüne inanmayan, “Bir elin beş parmağının beşi de bir mi?” diyenlere, “Bağlayayım şu parmaklardan birini de, gör bakalım.” diyesim gelir hep. Her parmak gibi, her katılımcının da farklı ve tamamlayıcı rolü olursa, dayanışmayla benzersiz güzellikler yaratılır.

Kimisi de dayanışmada keyfine göre davranamayacağı, özgür kalamayacağı endişesiyle bu işe sıcak bakmaz. Bağımsız kalmak isteyen çokları dayanışmaya kuşkuyla yaklaşır. Oysa özgürlük, kuralsız, hesapsız olmaktan önce, olanaklarının sınırları tanımlı, ama alabildiğine geniş olmayı gerektirir. Birlikte gayret olanakları çoğaltır. Unutmayalım ki, en uzak yerlere gidebilen kuşlar, büyük uyum içinde sürüyle hareket eden göçerlerdir.


Her şeyi parasını verip alamayız. Oysa yaşadığımız dünya düzeni, ha babam de babam bizi buna inandırmaya çalışıyor. Kimselerle birlikte bir şey yapmaya gerek olmadığını, yalnızlığın özgürlük getirdiğini, her şeyin, her çeşidinin nasıl olsa satın alınabildiğini düşünelim diye nasıl da uğraşılıyor. Bunu alt etmek hiç kolay değil. Ama yaşadığımız bunalımların arkasında bunun büyük rolü olduğuna inananlardanım. Dayanışmanın iyi örneklerini gösterip bu cendereden çıkmak o kadar önemli bir iş ki, dayanışalım derken neler yaptığımıza her bakımdan özen göstermek boynumuzun borcu. Yanlışların bedeli hepimize, varsa kazancı ise pek azımıza dönüyor.

REKLAM ALANI